İnsan vücudunda sistemlerin eş güdümlü ve işbirliği içinde çalışmasını sağlayan sisteme denetleyici ve düzenleyici sistem denir.
Düzenleyici ve Denetleyici Sistem ikiye ayrılır:
- Sinir Sistemi
- İç Salgı Bezleri
Bir fabrikada ayrı ayrı birçok birim vardır. Bu birimlerin görevleri birbirinden farklı olsa da daima iletişim içindedirler. Bu birimlerin birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen ve kontrol eden idareciler (müdür, müdür yardımcıları, şefler) vardır. İşte denetleyici ve düzenleyici sistemi bu fabrikadaki müdür ve müdür yardımcılarına benzetebiliriz. Amaç bütün vücudun dengeli ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlamaktır.
A) Sinir Sistemi
1) Merkezi Sinir Sistemi
1.1) Beyin
Beynimizin anlama ve öğrenme kapasitesi oldukça geniştir. Hatta bunun sınırı bile yoktur. Bu yüzden beynimizin bu özelliği eşsizdir. Denetleyici ve düzenleyici sistemi beyin yönetir. Bazen enerji kaybını azaltmak için görevini başka sinir sitemi yapılarına bırakır. (Refleks gibi bu konuya birazdan değineceğiz.)
- Görev ve İşlevleri:
- Duyu merkezidir (Görme, tat alma, koklama, işitme, dokunma duyularının merkezidir. )
- İstemli yapılan hareketlerin merkezidir.
- Hafıza (zeka) , öğrenme, konuşma, yazma, bilgi depolama ve saklama davranışlarını yönetir.
- Sevinç, ağlama, üzüntü gibi ruhsal durumların merkezidir.
- Beynin görevleri arasında ;
- Vücut ısısını ayarlamak,
- Kan basıncını, kalp – damar sistemini düzenlemek,
- Metabolizma hızını düzenlemek,
- Hormonal denetim yapmak,
- Strese karşı acil cevap vermekte vardır.
1.2) Beyincik
Beyincik denge ve hareket merkezidir. Dengeli bir şekilde yürüyebilmemizi, kaslarımızın herhangi bir hareketi yaparken uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlar. Alkol beyinciğin fonksiyonlarına zarar verdiğinden, sarhoş olan bir kişi dengeli olarak hareket edemez. Beyinciği çıkarılan bir kuş düzgün bir şekilde uçamaz.
1.3) Omurilik Soğanı
Beynin hemen altında bulunan, soğana benzeyen bir yapıdır.
Omurilik soğanına hayat düğümü de denir. Çünkü solunum, dolaşım, boşaltım gibi yaşamsal olayları kontrol eder. Omurilik soğanının kafatasının içinde güvenli bir yerdedir. Çünkü hayatsal faaliyetleri yönettiği için dış etkilerden korunması önemlidir. Ayrıca hıçkırma, öksürme, çiğneme, hapşırma gibi davranışları da omurilik soğanı kontrol eder.
1.4) Omurilik
Boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan omur kemikleri içinde bulunan yapıdır. Omurilik vücuttan beyne ve beyinden vücuda dağılan sinirler için köprü görevi yapar. Ayrıca refleks denilen olayı yönetir.
a) Refleks
Omurilik tarafından yönetilen ve beynin devre dışı olduğu ani verilen tepkilere refleks denir. Araba kullanan birisinin önüne ani bir durumla karşılaşması durumunda frene basması reflekstir. Beyin burada devre dışıdır bu hareketi yöneten omuriliktir. Çünkü sinir hücreleri ile beyine mesaj götürülmesi çok geç olabilir. Beyin ancak tepki verildikten sonra devreye girer.
Doğuştan getirilen refleksler ve sonradan kazanılan refleksler olmak üzere ikiye ayrılır.
a.1) Doğuştan Getirilen Refleksler
Yeni doğan bir bebeğin süt emmesi, limon görünce ağzımızın sulanması birer refleks hareketidir. Diz kapağımıza vurduğumuzda dizimizin öne doğru fırlaması da omurilik kontrolünde gerçekleştirebildiğimiz refleks hareketlerdendir.
a.2) Sonradan Kazanılan Refleksler
Dans etmek, araba kullanmak, bisiklete binmek gibi alışkanlık kazanılan hareketlerini yönetir. Bu davranışların öğrenilmesi sırasında beyin devrededir. Öğrenme tamamlanınca bu davranışların kontrolü omuriliğe devredilir.
2) Çevresel Sinir Sistemi
Çevresel sinir sistemi, beyin ve omuriliği vücudun diğer organlarına bağlayan sinirlerden oluşur.
Sinir sisteminde görevli en küçük hücrelere nöron adı verilir. İnsanın sinir sisteminde vücudu bir ağ gibi saran yüz milyardan fazla sinir hücresi (nöron) bulunmaktadır. Bu sinir hücreleri sayesinde vücudumuzdaki en küçük değişiklik bile merkezî sinir sistemi tarafından bilinir.
b) Sinir Sisteminde Tepkilerimiz Nasıl Oluşur?
Vücudun her yerine yayılmış bir şekilde bulunan sinir hücreleri vardır. Bu sinir hücreleri çevreden gelen uyarıları merkezi sinir sistemine taşır (uyaran) aynı zamandan merkezi siniri sisteminden gelen cevabı ( tepki ) gerekli olan yapıya taşır.
Böylece vücudumuzun farklı kısımları da düzenli ve birbiriyle uyum içerisinde çalışır.
B) Düzenleyici Sistem
3) İç Salgı Bezleri
Denetleyici ve düzenleyici sistemin diğer parçasıdır ve sinir sistemi gibi vücudumuzdaki sistemlerin uyum içinde çalışmasını sağlar, bu sistemleri denetler, düzenler. Merkezi sinir sisteminden farklı olarak çok yavaş çalışır hatta tepki oluşması yıllar alabilir. Bu bezler sitemleri kontrol edebilmek için hormon adlı bir salgı salgılarlar. Hormon üreten organa salgı bezi denir. İşte İç salgı sistemi bu salgı bezlerinden meydana gelir. Oluşturulan hormonlar, kana karışır ve kanla uyarılmak istenen organa götürülür, böylece organlar uyarılır. Hormonlar kana geçerek tüm vücuda iletimi sağlanır. Hormonların fazla ya da eksik olduğu durumlar sonucunda bazı zararlı durumlar, hastalıklar ortaya çıkabilir.
3.1) Hipofiz bezi
Vücudumuzdaki bütün iç salgı bezlerini denetleyen Hipofiz Bezidir. Sinir sisteminin ve iç salgı bezlerinin uyum içinde ve düzgün bir şekilde çalışmasını sağlayan hormonu üreten bezdir. Ayrıca bu bez büyüme döneminde büyüme hormonu salgılar ve vücudun düzgün bir şekilde büyümesini ve gelişmesini sağlar. Büyüme hormonunun fazla miktarda salgılanması bireyde devliğe, normalden az miktarda salgılanması ise bireyde cüceliğe neden olur.
3.2) Tiroit Bezi
Vücudumuzda kimyasal olayların, büyüme ve gelişmenin denetlenmesini sağlayan beze tiroit bezi denir. Salgıladığı hormona ise Tiroksin hormonu denir. Tiroit Bezinin yapısında İyot bulunmaktadır, bu yüzden bireyde İyotun miktarı tiroit bezinin çalışmasını etkilemektedir. Az miktarda iyot olduğu durumda tiroit bezi yeterli miktarda çalışmamasına Guatr hastalığı denir.
3.3) Böbreküstü Bezi
Vücudumuzda coşku, heyecan, sevinç, korku gibi durumlar karşısında metabolizmanın hızlanması gerekmektedir. Metabolizmanın hızlanmasını sağlayan böbrek üstü bezlerde salgılanan adrenalin hormonudur. Bu hormon ile kalp atışı, kan basıncı ve soluk alışverişi artmaktadır.
3.4) Pankreas Bezi
Vücudumuzda kan şekerinin belli bir oranda olması gerekmektedir, bu oranın normal düzeyde olmasının sağlanması için pankreas bezi görev yapmaktadır.
Eğer kandaki şeker oranı azalırsa pankreas Glukagon hormonu salgılamaya başlar. Bu hormon sayesinde kandaki şeker oranı yükselmeye başlar.
Eğer kandaki şeker miktarı olması gerekenden fazla seviyeye gelmişse kandaki şekeri düşürmez için pankreas insülin hormonu salgılamaya başlar. Böylece kan şekeri düşmeye başlar .
Pankreas bezi bunların haricinde ürettiği sindirim enzimleriyle sindirime de katkı sağlar.
Vücutta yeterli miktarda insülin hormonu salgılanamayan bireylerde kan şekeri fazla olacağından şeker hastalığı oluşur.
3.5) Eşeysel Bezler
3.5.1) Yumurtalık
Ergenlik döneminden itibaren dişilerde eşey hücresi yumurtanın oluştuğu organdır. Salgıladığı hormonlar sayesinde dişilerde ergenlik dönemi özelliklerinin oluşmasını, belirgin olmasını sağlar. Ergenlikten itibaren de yumurtanın oluşmasını sağlar.
3.5.2) Testisler
Ergenlik döneminden itibaren erkeklerde eşey hücreleri spermlerin oluşturulduğu yerdir. Salgıladığı hormonlar ile erkeklerin ergenlik döneminden itibaren kendilerine özgü özelliklerin kazanılmasını sağlar. Erkeklerin eşey hücrelerinin oluşmasını sağlar.
Bu konunun ayrıntılı çalışma kağıdına buradan ulaşabilirsiniz.
Güncel konular için facebook ve instagram üzerinden bizi takip edebilirsiniz. Tekrar görüşmek üzere.